9 Ekim 2020

Ömer'in Pişmanlığı

Bir varmış bir yokmuş. Çok uzakta bir köy varmış. Bu köyde insanlar birbirini sever sayarmış. İnsanlar birbirine güvendiği için her şeyi beraber yaparmış. Her köyde olduğu gibi bu köyde de yaramaz gençler varmış. Ekimde köylüler ekinleri biçme vakitleri geldiğini söylemiş ve sabah ekin biçmek için tarlaya gitmişler. Ekin biçmeyi sevmeyen Ömer bu işi yapmak istememiş, babası Ömer'e kızmış . Ömer sinirlenerek koşarak gitmiş. Ekinler biçilmiş ve bir ambara yerleştirilmiş. Ömer eve gelince babası ile tartışmış, yemek yiyip arkadaşlarının yanına gitmiş. Ömer ve arkadaşları ambarın yanında ateş yakmışlar . Ömer elindeki sopayı yakıp ambarın samandan olan çatısına atmış. Aniden ambar tutuşmuş. Ömer ne yapacağını bilemeyip oradan kaçmış. Arkadaşları ambarı söndürdüklerinde ne bir tane buğday ne de hayvanlara verilecek bir avuç saman kalmış. Köy sakinleri gençlere çok kızmışlar. Gençler biz yapmadık deseler de dayak yemekten kurtulamamışlar. Ömer ne o gece eve gitmiş ne de başka bir gün . O günden sonra arkadaşları köylüler tarafından kınanmış, hiçbir zaman sevilmemişler. Ne bir yudum su ne de bir lokma ekmek vermişler. Onlar da bir süre sonra köyü terk etmişler . Ömer o günden sonra uzun zaman köye gitmemiş ama o kadar pişmanmış ki bir gün belki unutmuşlardır diye köyüne dönmüş. Ömer köye geldiğinde ne annesi ve babası ne de köylülerden biri onu karşılamış. Babası Ömer'e hala çok kızgınmış. Ömer babasının ona kızgın olduğunu bildiğinden eve gitmemiş. Ömer'i dışarıda gören bir nine ona kıyamamış ve onu eve almış. Ömer'le sohbet etmişler. Ömer nineye arkadaşlarını sormuş,  nine:

-Onlar  köydeki yangından sonra köyü terk ettiler bir süre sonra bir haber geldi. Bu suçluluğu kendilerine yediremeyip kendi canlarına kıymışlar.

 Ömer bunu duyunca öyle üzülmüş ki bir an  donup kalmış . Sabah olmuş, Ömer nineye teşekkür ederek yola koyulmuş. Ömer'in aklına dünkü konuşma takılmış,  ben ne yaptım diye düşünüp duruyormuş. Ekin tarlasına gelmiş. Tarla o seneden beri hiç ekilmemiş. Ambarın yanına gelmiş,  ambarın yerinde sadece dört mezarlık varmış. Mezarlıkların üzerini okuyunca bu mezarlıkların arkadaşlarının olduğunu anlamış. Ömer pişmanlığından yere yıkılmış ve ağlamaya başlamış. Bir anda gözlerini önüne arkadaşları gelmiş. Dili tutulmuş ve o günden bu güne kadar dili bir daha hiç açılmamış. Ömer her gün onların mezarlarına gider arkadaşlarının mezarlarına bakar sular temizler ve sonra dağdaki kulübesine gidermiş . Ömer hayatını kaybedene kadar bu pişmanlıkla yaşamış ve o günü hiçbir zaman unutmamış. 

Şunu unutmayın arkadaşlar, yalan güzel bir şey değildir. İnsanların kıymetini sevdiklerinizi kaybedince anlarsınız.

                                                                                                                                               

Hatice T.

3 yorum:

  1. Haticecim harika yazmışsın efso olmuş.M.K

    YanıtlaSil
  2. Çok güzel yazmışsın Hatice.İnşallah sen
    sevdiklerini hiçbir zaman kaybetmezsin

    YanıtlaSil

İYİLİK EDEN İYİLİK BULUR

Bir varmış, bir yokmuş. Uzak şehirlerden birinde dört arkadaş varmış. Bu arkadaşlar çok  iyi anlaşırmış. Dört arkadaştan biri ayağını 3 yıl ...